Atsız Osmanlı Ve Padişahları hakkında neler düşünüyordu?
"Türkçülük
bakımından Türkiye tarihi Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı hakimiyetlerinin, simdi
de cumhuriyetin devam ettirdiği tarihtir. Tarihimizin Osmanlı çağı diğer iç ve
dıs gelismelerle birlikte Türk soyunun devsirmelerle iç savası seklinde mütalaa
olunacaktır."
(Nihal Atsız -
Türk Ülküsü s.43)
"Hun, Göktürk
ve Osmanlı imparatorlukları bu büyük ülkünün sonucu olup cihan tarihinde
bunlarla kıyaslanabilecek devletler olarak yalnız Roma ve Abbasiler
gösterilebilir."
(Nihal Atsız -
Türk Ülküsü s.47)
Osmanlılar
devrinde, Kanuni Sultan Süleyman gibi büyük bir padişahı küçük düşüren
hareketler, Islav asıllı Hurrem Sultan yüzündendir.
(Nihal Atsız -
Türk Ülküsü s.38)
Türkçülere yedi,
hatta yirmi kusak ilerisine kadar soy kütüğü arayan kimseler diye iftira ediliyor.
Tatbik kaabiliyeti ve arastırma imkânı olmayan bu safsatalar ancak
moskofçuların ve baska düsmanların uydurmasından ibarettir. Her zaman
verdiğimiz örnekleri yine tekrarlayalım: En büyük Türkler' den biri olan
Yıldırım Bayazıd'ın anası Türk değildir. Hangi Türkçü onu Türklük kadrosundan
çıkarmıstır veya çıkarabilir?
(Nihal Atsız -
Türk Ülküsü s.20)
".. II.
Abdülhamid de haksız yere küçültülmüş, müstebit, zalim, hatta hain gibi
gösterilmiştir. Bu da ittihatçıların propagandası sonucudur. Halbuki son
zamanlarda yapılan bazı ilmi yayınlar, Sultan Abdülhamid, lehinedir. Henüz
şahsiyetinin değerini tam manası ile bize bildirecek bir kitap yazılmamış
olmakla beraber, şimdiden su gerçeği kabul edebiliriz ki, ittihatçılık dokuz on
yılda mahvettikleri imparatorluğu 33 yıl dağıtmadan tutabilmis olmakla,
Abdülhamid büyük bir iktidar sahibi olduğunu göstermis ve aleyhindeki
yayınların haksız olduğunu ispat etmistir. Hele kanlı oyunlara asla girmemesi
de, kıyıcı olduğu hakkındaki iddiaları çürütecek bir delildir. Bundan başka,
mevkiinin sorumluluğunu iyi kavramış bir kimse idi."
(Nihal Atsız -
Türk Ülküsü s.35-36)
Türkeli'nde de
Kun, Gök Türk, Uygur, Selçuk, Osmanlı devletleri yok, sülâleleri vardır. Bazan
iki veya daha çok sülâle idaresinde iki veya daha çok siyâsî Türk zümresinin
bulunması ve bunların birbirleriyle çarpısmaları bu kuralı bozamaz.
(Nihal Atsız -
Türk Tarihinde Meseleler s.2)
Şu halde,
hanedanları ayrı devlet saymak, hânedâncılık zihniyeti ile hareket etmek
değil midir? Bir
de günümüzün tarihinden örnek alalım: Bizde hâkim olan yanlıs tarih
telâkkisine göre
Osmanlı devleti yıkılmıs, onun yerine Türkiye Cumhuriyeti gelmistir.
Bu düsünüs de
yanlıstır. Çünkü bir Osmanlı devleti yoktu ki, yıkılmıs olsun. Sadece
Osmanlı hanedanı
vardı. Yıkılan odur. Yâni devlette rejim değismistir. İste o kadar...
(Nihal Atsız -
Türk Tarihinde Meseleler s.3)
Selçuk, İlhanlı,
Temir, Osmanlı hanedanları ile Cumhuriyet devri hep birden bir tek devletin
hayatını teskil etmiyor mu? Bunları ayrı devletler gibi görmek kendi kendimizi
parçalamak olmaz mı? (Nihal Atsız - Türk Tarihinde Meseleler s.16)
Sultan Hamid,
kızıl değil "Gök Sultan" dır. Herkeste bulunması mümkün ufak tefek
kusurlarını
sisirip erdemlerini inkâr etmekle ne Türk tarihi, ne de Türk milleti bir sey
kazanır.
(Nihal Atsız -
Türk Tarihinde Meseleler s.39)
OSMANLI
PADİŞAHLARI - (Nihal Atsız - Türk Tarihinde Meseleler
s.41-52)
Osman Gazi: 1284’te 70
kişiyle İnegöl zaptına giderken Rumlar’ın pususuna uğradı, fakat bozulmadı.
Bütün hayatında adaleti ve iyi tedbiriyle Anadolu tımarlılarını çevresine
topladı. Düşmanlarından pek çok ganimet aldı fakat öldüğü zaman hiçbir şeyi
çıkmadı.
Orhan Gazi: Daha
babasının son yıllarında bilfiil devletin başına geçmişti.
Gazi Murat: Anadolu Türk
birliği için bir adım daha atarak Ankara’yı kendi ülkesine ekledi.
Yıldırım Bayazıd: Ortaçağ’ın bu
büyük adamı, Kosova’nın kazanılmasındaki en büyük sebeplerden biriydi.
İkinci Murat: İstanbul’u
kuşattı. Aksak Temür’le yapılan çarpışmadan sonra bozulmuş olan Anadolu Türk
birliğini kısmen yeniden kurdu.
Fatih: Onun hakkında ben
ne yazayım? O kendi kendisini tarihe yazmış zaten.
Yavuz: 1514’teki
Çaldıran ve 1516’daki Merci Dabık meydan savaşlarını kazanan ve çelik gibi
iradesiyle devleti bölünmek tehlikesinden kurtaran Yavuz, belki de Türkiye
tarihinin Alp Aslan ‘la birlikte en büyük şahsiyetidir.
İkinci Selim: Hiçbir
savaşa gitmedi. Şair ve ayyaştı. Anası Rus olduğu için bizde sevilmeyen bu
hükümdarın büyük bir tarafı yoktu.
Üçüncü Murat: Devlet
işlerine pek karışmazdı.
Üçüncü Mehmet: Babası ve
dedesi gibi rehavetli değildi. Kusuru anasını devlet ilerine karıştırmasıydı.
Birinci Ahmet: Şairdi. Çok
dindar ve merhametliydi. 27 yaşında ölmüştür.
Birinci Mustafa: Hastaydı.
Bir hastadan normal bir insandan beklenen şeyler istenemez.
Genç Osman: Eski Osmanlı
padişahları gibi büyük yaratılışta bir kahramandı.
Dördüncü Murat: Yavuz’un
küçük bir kopyasıdır. 14 yaşında padişah olmuştur.
Sultan İbrahim: Çok
hamiyetli, yurtsever, sessiz bir insandı.
İkinci Mustafa: 32 yaşında
padişah olmuştur. Atalarının meziyetlerine sahipti. Üç defa sefere çıkıp,
ikisini kazanmıştır.
Üçüncü Ahmet: Sefere
çıkmadı. Fakat onun zamanı edebi ve ilmi bir kalkınma çağıdır.
Birinci Mahmut: Doğru görüşlülüğü
ile devletin şanını yükseltenlerdendir.
Üçüncü Osman: İhtiyarken
padişahlığa çıkmış ve 3 yıl kalmıştır. Parlak bir şahsiyet değildi.
Üçüncü Mustafa: Frederik’in
meziyetlerini anlamış ve onunla ittifaka çalışmış uyanık bir padişahtı.
Birinci Abdülhamit: 50 yaşında
padişah olmuştu. Hayatı ve hareketleri hele ölümü gafil olmadığını gösteriyor.
Üçüncü Selim: O’na kimse
gafil diyemez. Büyük ve çok merhametli bir padişahtı.
Dördüncü Mustafa: Bir yıl
kadar sultanlık ettiği için bir ehemmiyeti yoktur.
Abdülmecit: Gafil ve biçare
değildi. Birçok mektepler onun çağında açıldı.
Sultan Aziz: Zamanında
devlet, Avrupa’nın büyük devletlerindendi.
Beşinci Murat: Sinirleri
zayıftı. Tahtta pek az kaldı.
İkinci Abdülhamit: Şimdiye
kadar boyuna söylendiği ve yazıldığı gibi kötü bir hükümdar değil, aksine büyük
ve dahi bir imparatordu.
Beşinci Mehmet: Çok iyi
kalpli, babacan, iyi huylu vatansever bir hükümdardı.
Altıncı Mehmet: Osmanlı
padişahlarının en talihsizidir. Bu yüzden kendisine hain damgası vurulmuştur.
Fakat hain değil bütün Osmanlı padişahları gibi vatanperverdir.
Son olarak;
''Türk milleti bir
bütün olduğu için Türkçülük ancak ve yalnız bütün Türkleri içine alan bir
milliyetçilik davasını ülkü edinir. Türkler ise Türk soyundan gelenlerle Türk
soyundan gelmişler kadar Türkleşip kendini o soya bağlayan ve beyninde hiçbir
yabancı ırk düşüncesi bulunmayan fertlerin topluluğudur."Türkçü"
kelimesi bugün birçoklarını ürkütüp tedirgin etmektedir. Bunun altında bir
nazizm,diktatörlük, kafatasçılık heyulaları görmektedirler.Türkçülük
kelimesinin bu korkunç hale getirilmesinde yerli Moskofçuların rolü büyük
olmuştur.
(Nihal
ATSIZ, Ötüken, 104. sayı, Şubat 1970 )
KARADAĞ
0 yorum:
Yorum Gönder